Network Marketing Gerçekten Sosyal Çevreyi Bozar mı?

Network marketing yapan kişilerde zamanla sosyal çevreyle ilişkilerde gerginlik oluşabildiği gözlemlenebilir. Bu durum, çoğunlukla sistemin yanlış tanıtılmasından değil, bireyin iletişim biçiminden kaynaklanır. Özellikle yeni başlayanlar, heyecanla tüm çevresine ürün veya iş fırsatını anlatarak hızlı sonuç almak ister. Ancak karşı taraf kendini baskı altında hissettiğinde, iletişimde mesafe oluşabilir. Bu da zamanla çevreden gelen tepkilerin artmasına neden olur.

Aslında doğru yürütülen bir network marketing süreci, insan ilişkilerini bozmak yerine güçlendirebilir. Çünkü bu iş modelinde empati kurmak, dinlemek ve ihtiyaçlara göre çözüm sunmak ön plandadır. Yapıcı bir iletişim kuran kişi, yakın çevresiyle bağlarını daha da sağlamlaştırabilir. Dolayısıyla sosyal çevreyi bozan network marketing değil; baskıcı tutum, sabırsızlık ve iletişim hatalarıdır.

Network marketing yapan biri neden sosyal çevresinden tepki görebilir?

Network marketing yapan biri, çevresinden tepki gördüğünde çoğu zaman bunun sebebini sistemin kendisinde arar. Oysa esas neden, yaklaşım biçimidir. Tanıdıklara sürekli mesaj atmak, ürün tanıtımını üst üste tekrarlamak ya da doğrudan “katılır mısın?” gibi baskı içeren ifadeler kullanmak, kişilerin rahatsızlık duymasına yol açabilir. İnsanlar, bir iş modeli yerine kendi kararlarının önemsendiği samimi ilişkiler kurmak ister.

Bir başka neden de güven ilişkisinin sarsılmasıdır. Eğer bir kişi yalnızca ürün satışı yaparken ya da ekibe davet ederken çevresiyle iletişim kuruyorsa, bu durum duygusal bağların ticari çıkarlarla yer değiştirdiği hissini doğurabilir. Halbuki network marketingde başarı; karşı tarafın ihtiyacına uygun, zamanında ve doğru bir dille kurulan bağlantılardan geçer. İyi niyetle ama dikkatli yaklaşmak, tepkileri en aza indirir.

Bu algı nasıl oluştu ve değiştirilebilir mi?

Network marketing, Türkiye'de ve dünyada uzun yıllar boyunca yanlış örneklerle anıldı. Bazı kişiler sadece kendi kazancını düşünerek insanları baskı altında sisteme dahil etmeye çalıştı. Bu da, sistemin adı geçer geçmez birçok kişinin mesafeli durmasına neden oldu. Zamanla bu algı yayıldı ve network marketing deyince insanların aklında satış baskısı, akraba ısrarı ya da hayal pazarlayan sunumlar canlanmaya başladı.

Ancak bu algı değiştirilebilir. Özellikle son yıllarda etik kurallar çerçevesinde çalışan, profesyonel yaklaşım sergileyen ve gerçekten değer sunmaya odaklanan kişiler bu algıyı dönüştürmeye başladı. Ürünün kalitesini ön plana çıkaran, insanlara seçenek sunan ve karşı tarafın kararına saygı duyan yapılar sayesinde network marketing daha pozitif bir şekilde algılanıyor. Eğitimli, sabırlı ve empatik davranışlarla olumsuz algılar zamanla yerini güvene bırakabilir.

İkili ilişkileri koruyarak network marketing yapmak mümkün mü?

İkili ilişkileri koruyarak network marketing yapmak elbette mümkündür, hatta bu iş modeli doğru uygulandığında ilişkileri daha da güçlendirebilir. Bunun için en önemli unsur, karşılıklı saygıya dayalı bir iletişim kurulmasıdır. İnsanların kararlarına saygı duymak, hayır cevabını kişisel algılamamak ve ihtiyaçları ön planda tutmak bu süreci kolaylaştırır. Network marketing bir paylaşım işidir; baskı değil, değer yaratma üzerine kurulmalıdır.

Ayrıca, çevrenin bu sürece dahil olması için her zaman satış yapılması gerekmez. Kimi zaman bilgi vermek, kimi zaman sadece deneyimi paylaşmak da yeterlidir. Samimi bir şekilde anlatılan başarı hikâyeleri, doğal tanıtımlar ve karşılıksız verilen fayda, insanların güven duymasını sağlar. Böylece hem işinizi büyütebilir hem de ilişkilerinizi sağlıklı bir şekilde sürdürebilirsiniz.